İsyan

Libria`da insanlar arasında barış ortamı egemendir. Sistemin kuralları basittir: Mutlu olanlar, ağlayanlar tutuklanır. Yasak kitaplar okuyan, yasak resimlere bakanlar büyük günah işlemiş olur. Ve ilacını almayı unutanların hayatı sona erer.
“İsyan”ın sarsıcı fütüristik dünyası işte böyle bir dünya... Barışı sürdürmek için herkesin hisleri yok eden, insanları uyuşturan Prozium ilacından her gün belli dozda alması zorunludur. İlacı almayı reddedenler, samuraylar gibi eğitim almış özel polisler tarafından yakalanırlar.
Devletin üst düzey yöneticilerinden John Preston, sistemin ilaçlarını almayanları arayıp bulan ve cezalandıran bir nevi "papaz" gibi işlediğine inanmaktadır. Ama günün birinde kendisi ilacını almayı unutunca özgürlük için savaşma tutkusuyla dolu inanılmaz duyular dünyasını keşfeder…
Bu dünyaya, duygusal hayatın tüm devinimlerini yaşamaya başlayan bir adam yerleştiren yönetmenin filme ilişkin sözleri şöyle: "Aslında bu film bir şeyler hissetmeyi yeni öğrenen bir adamın hikayesi. Bütün bu fütüristik Libria dünyası, bizim insanoğlunun o güçlü hikayesini anlatabilmemiz için oluşturuldu. Film Huxley, Orwell ve Bradbury filmleri gibi gelecek toplumunun örneklerini sunan filmlerden etkilendi. Ama bu film, insanı insan yapan duyguları keşfedişini anlatan hikayesini anlatıyor."