Erdoğan Emir ve Hasan Ali Sezer, 4 Nisan'da sevilen halk müziği eserlerini Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi sahnesinde birlikte seslendirecekler.
Erdoğan Emir
Erdoğan Emir, müziği büyük bir varlık ve güçlü bir anlatım alanı olarak görmeye başladıktan sonra çeşitlemelerin büyüsüne sığınarak yaşadığı toprakların derin manasının peşine düştü. Kendi eserlerinin yanı sıra geleneksel halk şarkılarını kendi müzikal aklı ve duygusuna uygun icralarda bulundu.
Kendi kişisel çalışmaları dışında belgesel ve sinama filmi müziği yapan Emir, ayrıca yurt içi ve yurt dışında bir çok ülke ve şehirde konserler verdi, çeşitli proje albümlerde konuk sanatçı olarak yer aldı.
Hasan Ali Sezer
1977 yılında Erzincan’ın Tercan ilçesine bağlı Başbudak köyünde doğan Hasan Ali, ilk ve orta öğrenimini İstanbul, liseyi Çanakkale Anadolu Öğretmen Lisesinde yatılı olarak okudu. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğinden mezun oldu. 2002 yılından beri İstanbul’da öğretmenlik yapmaktadır.
Söz yazarı, besteci ve yorumcu kimliğine, üniversite yıllarında kurduğu müzik grubu ile başladı. İlk albümü olan “Rüzgar”da Hilmi Yarayıcı, Cem Yıldız, Ali Ekber Kayış , Ömer Avcı gibi isimlerle çalıştı. Bu albümde yer alan eserlerden birçoğu sanatçının kendisine aittir. Özgün-rock tarzını benimsemiş olan sanatçı Ozan Emekçi'nin eserlerini de yorumlamıştır. Ayrıca albümünde otantik-etnik parçalara da yer vermiştir.
2012 yılında "Rüzgar" albümüne nazaran ritmi daha yüksek 2. albümü Şemuge/Eşik albümünde kendi ana dili Kırmaçki (Zazaki)'ye ağırlık verdi. Bu albümde Rustam Mahmudov ve Yuri Ryadchenko gibi yabancı müzisyenlerle çalıştı. Reggae, Blues, caz gibi denemelerde bulundu. Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun "Üç dil" şiirine sadık kalarak.Türkçe ve Kurmanci eserlerede yer verdi. "Kervan", Nesilden Nesile Zazaca, Seyduna Türküleri adlı karışık albümlerde yer alan Hasan Ali’nin 2012'de çıkardığı Şemuge/Eşik albümünden sonra Kırmancki, Kurmanci ve Türkçe toplam 12 eserden oluşan Zerî ra (Yürekten) adlı 3. albümü Kom Müzik etiketiyle çıktı. Yaklaşık 50-100 yıl sonra hiç konuşulmayacak olma tehlikesiyle yüzyüze olan Kırmancki için “O dil bir çocuğun ağaç gibi kökleriyle öksüz geçmişine, yapraklarıyla yetim geleceğine tutunma ihtimalidir.” diyen Hasan Ali, ana dili olan Kırmancki (Zazaca) eserlere ağırlıklı olarak yer vermiş, yazınsal anlamda yeni yeni çalışmaların yapıldığı Kuzey ağzının hakim olduğu Gımgım (Varto), Mamaxatun (Tercan), Çewlik (Bingöl) Hınıs ve Dersim yöresinden eserler otantik-etnik bir müzik tarzı ile yorumlanmıştır. Serzenişini dillerin yoldaşlığına dayandıran Hasan Ali, Kurmanci ve Türkçe yorumlayışını şöyle betimliyor:
“Bir başka ihtimal ise tek iklimden menkul zamanların melodisiz kuraklığıdır."