Mızrabın Nefesi“Mızrabın Nefesi” düşüncesi oluştuğunda, aklımızda öncelikle, icra geleneğinin temel özelliklerinden biri olan “bireysel üslubu” göz ardı etmeden, sazlarımızı farklı bir uyum ve müzikal anlayışla bir araya getirmek vardı.
Sadece Neyler, Tanburlar ve Vurmalı Çalgılardan oluşan ve daha önce hiç denenmemiş bu proje için çalışmalara başladığımızda, hem birlikte çalmaktan, araştırmaktan, denemekten, hem de ortaya çıkan anlayıştan, büyük keyif aldığımızı fark ettik…
Zaman içinde şekillenen ve bir yandan yeni eserlerle gelişen repertuarımızda, yıllardır icra ederek seçtiğimiz klasik mûsıkîmizin çeşitli formlarından, süzülmüş, usta işi eserlerin yanı sıra, yeni yazılmış eserlere de açık olmaya karar verdik.
Tek kıstasımız, eserlerin bu topluluk için oluşturduğumuz anlayış ve üsluba uygun olmasıydı.
“Mızrabın Nefesi” bir tarafıyla bildik, bir tarafıyla yepyeni bir yol bizim için…
İçimizde hissettiğimiz yeni bir ses, yeni bir soluk…
Türk Mûsıkîsinin bu güne aktarımında, geleneksel anlayışın yanı sıra, yeni yorumların ve oluşumların sanatsal bir süzgeçten geçerek ortaya konması gerektiğine olan inancımız…
“Mızrabın Nefesi” geleneksel birikimimizi örselemeden ne yapabileceğimizin, bu birikimi bugüne nasıl aktarabileceğimizin arayışı…
Ve, bu sazları bize sevdirmiş, rehber olmuş ustalara, aşkla gönülle yazılmış, geçmişimize dair eserlere bugünün diliyle bir teşekkür, bir vefa borcu…