Coşkun Aydın’ın çalışmaları üzerine dere tepe düşünürken, fotografa dair şunlar aklıma geldi. Fotograf becerildiği zaman bir özetin fotografı olur. Coşkun Aydın’ın yaşlılar fotografları, yalnız kurumda yaşanan gözlemlerin, anların kesitleri değil. Konunun ruhunu ve aynı zamanda hem kendinin hem de orada yaşayanların iç dünyasını vermekte. İşte sanatçımızın başardığı bu, çünkü o fotografa gönül koymuş bir kişi.
Sanatçımız bu önemli kurumun sosyal yapısının haritasını çıkarıyor. Bu kurumda yaşayan dünyanın varlığını görmemizi sağlayan işler bunlar. Sergilenen zekice ve gözlemci bir anlatımın yansıması. Burada hayat direnen iyi bir yaşam isteyenlerin tasvirini yapıyor. Bu yoksulların dünyasının tasviri değil elbette oradaki direncin tasviri.
Coşkun Aydın’ın Kaleminden “İstanbul’un Bir Kurumu Darülaceze” Sergisi:
Bu fotograf projemde -bir gün biz de- düşüncesinden yola çıkarak, hepimizin yaşlanınca ne gibi duygu ve fiziksel yapıya sahip olacağız diye yaşlı insanların içinde bulunmak istedim. Bunun altında orta yaşı geçmemin etkisi de var sanırım.
Daha önce de zaman zaman gittiğim İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kayışdağı Darülaceze Kurumu’ndan fotograf çekim talebime olumlu cevap gelince 6 ay sürecek uzun bir çalışmaya girdim. Orada yaşlı amcaların, teyzelerin, bedensel özürlülerin, zihinsel özürlülerin, çocukların fotograflarını çekerken hep beraber hem güldük, hem üzüldük hem de ağladık. Yazdıkları şiirleri, hikayeleri okudular, yaptıkları resim ve maketleri gösterdiler. Hikayelerinin hepsi birer belgesel olur. Ziyaretlerine gelenlerden özellikle gençleri kendi evlatları gibi sarılıyorlar. Yalnızlıklarını, terkedilmişliklerini biraz hafifletiyorlar.
Bu projede 3000’e yakın kare fotograf çektim. Burada sonsuz sevgi, hoşgörü ve fedakarlıkla çalışan Kayışdağı Darülaceze Kurumu’nun tüm yetkililerini, çalışanlarını ve gönüllülerini kutlamak gerekiyor…