Garage of Art, 8-30 Nisan tarihlerinde İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerine paralel olarak Çağdaş Türk Resmi’nin öndegelen sanatçılarından Edis Tezel’in kişisel resim sergisine ev sahipliği yapıyor...

Yıldız Cıbıroğlu sanatçının son dönem resimlerinde ‘yukarı çıkış’ görür, ve şöyle yorumlar: ‘’Evet, ‘yukarı çıkış’ gerçekleşir ama tinsel değerlerdeki yükselişle olur bu! Ve ‘’Tinsel değerler eros ve logos’tur, onlar yüceltilmektedir. Onlara ulaşmanın yolu da iki zıddın çatışması ve işbirliğinden geçer. Edis Tezel’in resimlerinde başından beri var olan iki karşıt ilke ve onların çatışması olgusu son dönem resimlerinde berraklaşmaya başlar. Bu resimlerinde dağ zirveleri ve uçurumlar, yağmur, yıldırım imgeleri elektrikli bir havaya sahip gök görüngüleri yer almaktadır. Birçok halkın mitolojisinde, folklorunda ‘yer’ ve ‘gök’ en yüce en büyük boyuttaki “birbirine karşıt ikili”yi dişil yer ve eril gök kimliklerle oluştururlar. Tezel’in resimlerindeki “kaya kovukları ‘taştan ana rahmi’ sembolleri, değiştiğimiz, içinden yeniden doğduğumuz esrarengiz mağaralardır.” Ya da “…dış dünyadaki gerilimler tehdit edici olduğunda, ‘yıldırımlar’ düşerse sığınılabilecek yerlerdir.” (Jung – İnsan ve Sembolleri, 2007, s. 285)

Yer ve Gök’ün çatışmasından ve işbirliğinden ‘ışık’ (dölüt) doğar. Pek çok mitolojide ‘ışık’ yer ve gök’ü birbirinden ayırır. Birbirinden ayrılmaları onların farklarının bilinmesidir. Çünkü ancak ışık olunca bilme gerçekleşir. Işık hem yüceltilmiş aşk ve cinsellik (eros), hem de yüceltilmiş “bilgi, us, sözdür” (logos). Bu analojiye esin veren doğa olgusu, ilkbaharda yağmurların başlaması, yıldırımların gürleyip şimşeklerin çakması, yerin sularla coşup yeşermesi, yeryüzüne bereketin gelmesi, ilkbahar güneşinin parlak sarı ve taze bir ışıkla parlamasıdır. Doğanın huyu (mizacı) ile insanın huyu aynıdır. Edis Tezel’in resimlerinde doğayla insan, insanla doğa ve birbirine karşıt ikili üzerinden diyalektik ilişki bir dizi resimle anlatılmaktadır.

Her sergisinde daha ileri giden Edis Tezel’in ilk yaptığı pentürleri de hâlâ resim açısından değerini koruyor ve yeni yaptıklarıyla birlikte bütünlüklü bir dünyanın önemli bir parçası olmaya devam ediyorlar. O kendisi olabilmeyi başarmış halis sanatçılardan. Yaptığı işin rafine olduğunu resimleri gösteriyor. O en temel olan imgeleme yönelirken usta fırçası da bu yönelmeyi en iyi biçimde taşıyabiliyor. Özgür karakteri belki de başarısının en önemli klavuzu oluyor. ‘’

*Sergi Pazar hariç hergün 10.00-18.00 arası ziyaret edilebilir.