Küçük Langa, Atmaca Sokak-I

Leyla Neyzi

İstanbul Rehberi İstanbul Yazıları Küçük Langa, Atmaca Sokak-I

"Eski İstanbul" deyince nedense nostaljiden kurtulamıyoruz. Hızlı değişimin ve kaybın (kendi atalarımızın çoğunun da göçmen olduğunu unutarak yeni gelenlere duyulan öfkeyle beraber), "azınlıkta kalan" İstanbullularda yarattığı bu nostalji, zaten geçmişi farklı görmemize neden olan belleğin etkisini arttırarak, sanki İstanbul eskiden sadece iyi, sadece güzel, sadece cennetmiş gibi bir hisse kapılmamızı sağlayabiliyor. Bu nostaljinin şöyle bir ironisi de var: Sanki birkaç kuşak öncesinin, diyelim 40`ların İstanbul`u her zaman varolmuş gibi. Evet, İstanbul, şüphesiz 40`larda, 50`lerde bugünkünden bazı bakımlardan daha güzel bir şehirdi. Ama daha önceki kuşaklar, savaş ve göçlerden yorgun düşmüş, ancak Cumhuriyet`in ilk kuşağı yerleşik bir düzen görebilmişti. Bu da uzun sürmedi. Cumhuriyet`e geçiş döneminde savaş,i göç ve güvensizlik içinde yaşayan İstanbullular, bir kuşaklık bir yerleşik düzenden sonra kendilerini yeniden durdurulamaz bir göç ve değişim furyası içinde buldular. İşte İkinci Dünya Savaşı yıllarında eski bir yerleşim merkezi olan Küçük Langa`da yetişen Yüksel Tekdöner`in anılarını, doğal olanın değişim olduğu bir önce ve sonra arasına sıkışmış, kısa bir süreklilik döneminin yansıması olarak görmek gerek. Çocukluğu Küçük Langa`da bostanlar arasına kurulmuş bir sokakta kagir, üç katlı bir evde geçen yüksel Hanım bize, "hiç hırpalanmadan büyüdüğü" evini, sokağını ve mahallesini anlattı.
Vlanga
Eski İstanbul`da her konağa karşın, yüzlerce sefertası biçiminde mütevazi ahşap ev vardı. istanbulluların çoğunluğu gibi, Yüksel Tekdöner de, böyle evlerle bezenmiş bir sokakta büyüdü. Zaman, İkinci Dünya Savaşı yılları. Yer, Küçük Langa`da Atmaca Sokağı. Küçük Langa, Aksaray ile Yenikapı arasında tarihi bir semt. Langa, Rumca`da "dışarı" anlamına gelen "vlanga" sözcüğünden gelir. Eski surların dışında kurulmuş olan mahallede, bugün bile sur kalıntıları görmek mümkün. Bizans döneminde kıyıda bulunan liman, zamanla Bayrampaşa deresinin getirdiği alüvyonlarla dolar ve bostanlar kurulur. Yakın zamana kadar dillere destan olan Langa salatalıkları burada yetişir. Küçük Langa, mütevazi işçi, esnaf ve bostancı ailelerin ahşap evlerde yaşadığı bir mahalledir. Yangınlar, savaşlar, göçler dolayısıyla burada yaşayan aileler değişir, ama mahallenin görünümü yakın zamana kadar değişmez.
1928 yılında doğan Yüksel Hanım, rumeli kökenli bir aileden gelir. Aile feertleri ya devlet memuru ya asker. Osmanlı devleti zayıfladıkça, binlerce başka aile gibi kaybedilen yerlerden göç ederek geçer yaşamları. erkekler ya savaşta ölür, ya da görev başında olduklarından ailelerinden uzak kalırlar. Yüksel Hanım`ın annesinin babası Mustafa Remzi bey, posta müdürü olarak katır sırtında haberleşmeyi sağlar. Babasının babası ise, Suriye`de askerdir. Babası Sezai Bey, Suriye`de yetişir. Yüksel Hanım, Konya Ermenek`te doğar. Annesi Nihal Hanım`la babası Sezai Bey, kardeş çocukları. Sezai Bey de babası gibi asker olur. Yüksel Hanım çocukken, anne ve babasıyla Konya`dan Kartal`a gelir. Balkanlar`da huduttan hududa savrulan anneannesi, dayıları ve teyzesi otuzlu yılların başında Atmaca Sokağa yerleşmişlerdir. Yüksel Hanım`ın Atmaca Sokak`la tanışması, 1936 yılındadır. Sekiz yaşında annesini kaybettiğinde, babası görev icabı doğudadır. Anneannesi, dayıları ve teyzeyle yaşar küçük Yüksel Atmaca Sokak`ta. İki evli olan dedesi Posta telgraf Müdürü Mustafa Remzi Bey, Ermenek`teki ailesi ile Atmaca Sokak`taki ailesi arasında gidip gelir. Çocukluğunun geçtiği mahalleden ilk defa 1953 senesinde, gelin olarak çıkar Yüksel Hanım.

Bizim Çocuklar Hışırdamaz
Yüksel Hanım, otuzlu ve kırklı yıllarda yaşadığı sokağını şöyle anlatıyor:
Atmaca Sokak, iki yanındaki bostanlardan hayli yüksekte kurulmuş. Aşağısı göz alabildiğine bostan. Uzun, tenha bir sokak Arnavut kaldırımı. Kocaman iri taşlar, parlak parlak. En fazla on beş ev var. Girişte sağ tarafta, yüksek rütbeli bir emekli amiralin oturduğu bahçeli, ahşap bir ev. Yanında yine denizci olan kocasını yitirmiş, emekli, oğlunu büyütmeye çalışan bir hanım. Yanında boş bir arsa. ilkbaharda kır çiçekleri açan bu arsada, bu sokakta yaşayan arabacının arabasıyla atları durur. Sonra, tek katlı bir evde Ermeni madam teyze ve oğlu Artin. Onun yanında bir Rum aile, Korni teyzenin evi. Bitişiğinde Bulgar komşularımız var. Elisavi madam teyze, kocası Metodi, erkek kardeşi Jorj, annesi Maria ve kızları Verka ile Marçe. Arkadaki koskoca bostanı o Bulgar komşularımız eker biçer. Bu evlerin bitiminde bizim evimiz var. Mahallenin  üç katlı ve kagir olan tek evi. Önü sokakta, arkası bostanları, denizi görüyor. Karşı sıramızda, yine iki katlı, inişli çıkışlı, İstanbul`un kaderi olan ahşap evler. Bu evlerin birincisi, oda oda kirada. Oturanlar, bir dul hanım, bir ana-oğul, bir yaşlı hanım, en üst katta da o kiralarla geçinen bir genç hanım. Bir de "saraylı" dedikleri, dolunay yüzlü, beyaz saçlı, çok güzel mavi gözlü, çocuklara gülen, hiç konuşmayan bir yaşlı hanım. Ne sokağa çıktığını gördüm, ne gezdiğini, sanki pencerenin önünde doğuş, orada büyümüş, yaşlanmış ve ölecek gibi. Bizim evin yanında yine boş bir arsa var, bostanlara doğru bir sur kalıntısına dayanmış. Sonradan oraya atları, arabaları, beş çocukları ile tek bir arabacı ailesi geldi. Daha o zamanlar bir gecekondu yapıldı.
Atmaca Sokağı`nın sakinleri arasındaki dayanışma, ilginç şekiller alır:
Mahallenin bıçkınları denen üç dört tane delikanlı vardı. Bunlar gecenin yarısında bostan kuyusunun olduğu yerde toplanırlar. Bakarsınız biri aniden yok olur, mutlaka birini bıçaklamıştır. mahallede herkesin namusu onlardan sorulur. Kızlara hiç kimse şöyle gözünün ucuyla bile bakamaz. Kadınlar hep onların anneleridir. Konuşurken yüzlerine bile bakamaz, o azgın insanlar ellerini kavuşturup, "iyi akşamlar efendim" derler. Bir yaz gecesi, bahçeli sinemadan dönüyorduk. Sokakta hışırtılar oldu. Bizim çocuklar hışırdamaz. Derken ıslıklar çalındı. "Hışt, bizim kızlar onlar" dendi. Hışırtı pışırtı da kesildi.
Kaynak: İstanbul`da Hatırlamak ve Unutmak / Leyla Neyzi / Tarih Vakfı Yurt Yayınları / S: 150

Paylaş:

İstanbul Fotoğrafları İstanbul Tarihi İstanbul Müzeleri Dini Mekanlar Tarihi Eserler İstanbul İlçeleri Daha Fazlasını Göster

SAYFAYI PAYLAŞIN

Facebook Twitter İnstagram Pinterest Mesaj Email
KAPAT

HAKKIMIZDA

Hakkımızda iletisim Yasal Uyarı Reklam Android Apple
KAPAT