Gösterime Giriş Tarihi: 6 Mayıs 2005
Monsieur Verdoux, kadınları, sadece ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için katlediyordu.
Günümüzün modern dünyasında, bütün kıtalara yayılmış olan bizler, acil ihtiyaçlarımız ve ailelerimiz için fedakarlık ediyoruz. Ne yazık ki, kendi memleketlerimizde bile, belli bir azınlığın huzuru için, kendi türümüzden binlerce insanın kafasına balta indiriyoruz.
Bruno D., bir kağıt fabrikasında yöneticidir. On beş yıl, işverenlerine ve şirket ortaklarına sadakatle hizmet ettikten sonra, bir gün, birkaç yüz meslektaşı ile birlikte, kapının önüne konur. Neden, ekonomik kısıntı ya da bir diğer değişle “kaynakların bitmesi”dir. Başlangıçta Bruno, fazla kaygılanmaz. Onun düzeyinde birinin kolayca iş bulabileceğine inanmaktadır. Daha kırklı yaşlarını sürmektedir, yani hala gençtir.
Üç yıl boyunca iş bulamayınca, istemeye istemeye bir yıpratma savaşının içinde olduğunu kabul eder. Artık, tek misyonu hayatta kalmak ve gerek kendisinin gerekse karısı ile çocuklarının rahatını korumak olan bir askerdir. Kısa bir süre sonra, elindeki bütün iyi şeylerin, evliliğindeki huzurun ve çocuklarının geleceğinin bu mücadelede göstereceği başarıya bağlı olduğunu anlar. Kendi kendini silahlandırır, saldırıya geçmeye karar verir; gayet metodik ve mantıklı bir şekilde rakiplerini silip süpürmek üzere hazırlanır. Son saldırısını, kendisi ile hak ettiği iş arasındaki son engel olarak gördüğü, Arcadia Şirketine yapacaktır. Ancak, alelacele silah altına alınmış her asker gibi, yetersiz eğitimi ve deneyimsizliği inanılmaz beceriksizlikler yapmasına neden olur. Bütün bunlara rağmen, kendine yeni bir iş –elbette ki geçici- bulur, böylece evliliğini ve buna bağlı olduğuna inandığı çocuklarının geleceğini kurtarır.