Yoldaki Işık Sensin

Her ruh zamanı geldiğinde bedene sığamaz olur, bedenden çıkamadığı için onu da peşinden sürükleyerek bir yola düşer. Bu yol kendini bulma yoludur. Hem fiziksel bir yol kat edilir hem de ruhsal. Yaşam için bir yolculuktur derler ama aslında rüzgara kapılmış yaprak misali sizi oradan oraya savurur durur kendinizi bilmezseniz. Kendini bulma yolculunda ise savruluş yoktur, biliş vardır. Ruh ışığı görür ve takip eder. Kılavuz yürektir artık. Ne engel tanır ne de yorulur. Sadece coşku ve neşeyle ışığa yönelir ve ışığın ta kendisi olur. Şayet gittiğin yerde kendini yalnız ve yabancılaşmış hissediyorsan, hep bir şeylerin eksikliğinden bahsedip adını koyamıyorsan, bir de çekip gidesin varsa senin de zamanın gelmiş demektir. Yürek yolu görmüş, bedene emri vermiştir.

“Aslında sen de bir arayış içindesin ama ya kendine karşı dürüst değilsin ya da yola çıkıp tüm yaşamını ve kendini değiştirecek kadar cesur değilsin.”

Tuba Küçükaksu, Yoldaki Işık Sensin ile işte tam da bu süreci anlatıyor. Kendi hayatından yola çıkarak; zamanın geldiğine dair emareleri nasıl anlayacağınızı, yönünüzü nasıl belirleyeceğinizi, sizi nelerin beklediğini anlatıyor. Tecrübelerini sizinle paylaşıyor ve size bir aydınlanma hikayesi sunuyor. Tek amacı bu yolculuğa karar vermiş, adımını atmış olanlara rehber olmak.

“Bu kitap bir yolcunun elkitabı. Ne olacağını bilmeden yola çıkan, tek isteği değişim olan bir kulun hikâyesi.”