Sabahattin Ali’nin romanları uzun birer hikâye gibidir. Hikâyeleri ile romanlarında aynı kurgu, aynı anlatım ve aynı üslûp egemendir. Aralarındaki fark; birinin kısa, diğerinin daha uzun ve detaylı oluşudur. Olayların geçtiği yerler, kahraman tipleri, yazarın bunlara yaklaşımı, doğrudan veya dolaylı içerdiği mesajlar hep aynıdır. Romanlarında anlattığı küçük insanların küçük, ama gerçekçi dünyaları, hayal ve umutları, tutkuları, aşkları, yalnızlıkları, çaresizlikleri, kendine özgü gururları, karşılaştığı zorluklar, yaşadığı çelişkiler, uğradığı haksızlıklar ve bunlara tepkileri vs. onun anlatımıyla bir toplum fotoğrafına dönüşür. İyi ve sağlam bir gözlemcidir. Çelişkiler ve karşıtlıklar üzerinden toplumsal düzeni eleştirir. Meselesi ve mücadelesi olan bir yazardır o. Bu yüzden toplumun bütün kesimleri tarafından her zaman sevilerek okunur.