“Otostop ile seyahat etmek sihirli bir dünyanın kapılarını açar insana. Transit geçtiğin yollarda, fark etmeden geçip gittiğin hayatları gözlerinin önüne serer. Bu hazine gibi hayatları, ancak otostop ile keşfedebilirsin.”
Şehir ışıklarına ve karmaşasına ne kadar çabuk alışıyor insan. Bir gece karanlığında, kumsalın üstünde yıldızlara bakarken anlıyor şehir temposundan ne kadar yorulduğunu.
Gezimizin hiç şüphesiz en ilginç yanlarından biri de, içinde bulunduğumuz ortamların baş döndürücü değişkenliğiydi. Gezinin başlarında tanıştığımız Zeki Han ile sanki birkaç sene önce tanışmış gibiydik. Trafik canavarıyla, Ursula ve Zax ile geçen anılarımızı, sanki çok eskide yaşamışız gibi. Üzerinden o kadar çok anı geçti ki... Her yeni anı, birkaç önceki anıyı eskitiyordu. Hele Ayşe… Belki de Ayşe, bu kadar yoğun bir anı trafiği içinde hak ettiği değeri göremedi.
Böyleydi işte yolda olmanın güzelliği; on beş dakika sonra ne olacağını bilememenin verdiği sonsuz bir heyecan…